Bahri KILINÇEL bilgi@bahrikilincel.com
İspanyada emevi devleti nasıl yönetim sergiledi



Avrupa’nın beşinci en kalabalık ülkesi olan İspanya 47 milyon 572 bin 542 nüfusa sahip. 505,955 kilometrekarelik yüz ölçümüyle de Avrupa Birliği’nin ikinci büyük ülkesi. 1986’dan bu yana Avrupa Birliği üyesi olan İspanya, 1982’den beri de NATO üyesi. 2014’te dünyada üçüncü en çok ziyaret edilen ülke olan İspanya’da turizm en büyük gelir kaynağı. Yıllık 82 milyon turist çeken bir ülke İspanyada bazı şehirlerde turist gelmesini istemiyorlar.Tarih öncesi kaya sanatı, tarihi şehirler ve binalar, köprüler, milli parklar ve doğa harikaları gibi değerleriyle İspanya, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde İtalya ve Çin’den sonra 44 dünya mirasıyla üçüncü sırada bulunuyor.büyüleyici manzaralar sunuyor. Yüzyıllarca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış olmanın da tecrübesiyle gittiğiniz her yer birer açık hava müzesi gibidir. 3 semavi din 7 farklı ırkın yaşadığı medeniyetler mozağinin en güzel İspanya, dünyanın ilk rüzgâr enerjisi üreten ülkesi. Akdeniz’deki Balear Adaları ile Atlas Okyanusu’ndaki Kanarya Adaları da İspanya’ya ait. Balayı adaları olarak bilinen Mayorka, Tenerife, İbiza, Gran ve Kanarya Adaları turizmde öne çıksa da ülkenin tüm adaları doğal güzellikleriyle örnekleri ni sunar size. Dünyaca ünlü ve usta ressamlar olan Valazquez (17. yüzyıl), Goya (18. yüzyıl), Picasso (19. yüzyıl), Dali ve Miro (20. yüzyıl), İspanyol sanatçılar. İspanyol edebiyatçı Miguel de Cervantes Saavedra’nın romanı olan Don Quijote, İspanyol altın çağına örnek teşkil eden en akıcı edebi eseri olduğu kadar modern Batı edebiyatının önemli kurgu romanları arasında gösteriliyor. Don Kişot, dünyanın en çok basılan kitaplarından biri ve tarihteki ilk roman kabul ediliyor. Kitabın yazarı olan Cervantes’in bir dönem yolu İstanbul’a da düşmüş. Evet, yanlış okumadınız Madrid’in bağrından çıkmış Cervantes bir dönem İstanbul’da yaşamış. Mimar Sinan’ın dünya kültürüne bıraktığı son eserlerden biri olma özelliği taşıyan Kılıç Ali Paşa Cami aynı zamanda dünya edebiyatına damga vurmuş Cervantes’in inşaatında çalıştığı bir yapı olma özelliğini de taşır. İnebahtı savaşında Osmanlı donanmasına esir düşen Cervantes’in yolu böylece Madrid’den önce Haçlı donanmasına sonrasında ise İstanbul’a düşer. Kahraman olma ümidi ile çıktığı bu yolculuk belki de kendini şövalye sanan yaşlı bir adamın hikâyesini anlattığı Dünya Edebiyatına yön verecek, üzerinden 400 sene geçmesine rağmen yeni baskılar yapacak eseri Don Kişot’un temellerini atmıştır. Arjantinli yazar ve çevirmen Alberto Manguel’in Servantes’in üvey babasına dayandırdığı bir iddiası var: Cervantes Müslümanların Endülüs’ün imha tarihinden çok sonra Toledo’nun kalabalık caddelerinden birinde gezerken sahafta dikkatini çeken bir tomar Arapça eseri almaya karar verir. İçinde yazanları oldukça merak eden Cervantes Arapça’ya tercüme ettirmek için Arapça bilen Endülüslü bir müslümanı bulur ve 50 libre üzüm ve iki çuval buğday karşılığında İspanyolcaya çevrilmesini ister. Müslüman tarihçi Cit Hamete Beneneli (Cide Hamete Benengeli/ Şit Hamit bin Ali/Seyyid Ahmet bin Ali) tarafından yazılan Mançalı Don Kişot adlı eseri 1604 yılında piyasaya sürer ve çok büyük bir ilgi toplar. Bu iddia doğru ise Arapça aslından İspanyolcaya çevrilen bu eserle, İslam Medeniyetinin külleri üzerinden dünyanın en meşhur yapıtlarının, Batı tarafından aşırılıp sermaye edilmesine güzel bir delil teşkil ediyor. Endülüs’lü İbni Tufeyl’in yazmış olduğu ‘Hay bin Yekzan’ adlı eseri de Issız Ada betimlemesinden uyarlanarak 500 yıl sonra İngiliz yazar Daniel Defoe tarafından 1719 yılında ‘Robinson Crusoe’ adıyla kitaplaştırılmış ve İbni Tufeyl’in eseri karartmaya maruz kalmıştı.

Hit: 929 Kayıt Tarihi: 13.11.2018