Bahri KILINÇEL bilgi@bahrikilincel.com
Selanik meteora kasabasındayız



selanik meteora kasabasındayız  Meteora’nın ismi Antik Yunanda ‘havada asılı’ anlamına gelen ‘Meteoros’ kelimesinden gelmektedir. Manastırların bu ismi almasının nedenini ise kuruldukları bölgenin konumundan kaynaklanmaktadır. Bölgeye bu ismi veren kişinin ilk keşişlerden olan rahip Athanasios olduğu bilinmektedir. Meteora Yunanistan’ın Thessaly bölgesinde bulunan Kalampaka şehrinin hemen yakınında, Artichasia dağlarıyla çevrili olan bir noktada yer almaktadır. Buralardaki manastırlar yerden yaklaşık 400-500 m yükseklikteki jeolojik yapı bakımından çok önemlibulunan kayaların üzerine konumlanmıştır. Meteora’daki bu yüksek kayalıklar 60 milyon yıl önce nehirlerin akıntılarıyla deltalar oluşturmuş, depremlerle yer değiştirmiş yağmur suları ve rüzgarlarla eşsiz bir biçimde kayaları şekillendirmiştir. Meteora Yunanistan’nın en önemli ve en büyük manastır topluluğudur. 10. yüzyılın sonu ve 11. yüzyılın başlarından günümüze kadar gelen dini ritüel faaliyetlerinin sürekli sürdüğü Ortodoks keşişlerinin bir bölgesi olmuştur. 10. ve 11. yüzyıllarda Meteora inzivaya çekilen ilk keşişler tarafından bu koca kayaların üzerinde kurulmuştur. Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar sonucu ele geçirilen buluntular bu bölgede paleolitik dönemden beri insanların yaşadığını göstermektedir. Bu bölge paleolitik dönemden beri insanların yaşadığını göstermektedir. Öte yandan Meteora’ya 3 km uzaklıkta olan Theopetra mağarasında yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan buluntular ise orta paleolitik dönem ile neolitik dönemin sonlarına kadar olan iki dönem arasında insan yerleşiminin burada devam ettiğini göstermektedir. 12. yüzyılda bütün keşişler Doupiani adı verilen bölgede rahip evlerinin bulunduğu alanda yoğunlaşmış böylece burada yerleşime başlayan bu rahipler ilk keşiş topluluklarının oluşturmuştur. Meteora’daki hayatın dönüm noktası, 1347 yılında rahip Athanasios tarafından kurulan ve aynı zamanda ilk manastır topluluğunu oluşturan Büyük Meteora Manasatırı’nın inşa edilmesi olmuştur. 16. ve 17. yüzyıllarda Meteora’daki keşişlik hayatının zirveye ulaştığı bu dönemde 24 manastırın ve sayısız yerleşimin olduğu bilinmektedir. Fakat günümüzde sadece altı manastır aktif durumda bulunmaktadır. Bunlar; Büyük Meteora Manasatırı, Varlaam Manastırı, St.Stephen Manastırı, Holy Trinity Manastırı, St. Nicholas Anapafsas Manastırı ve Rousanou Manastırlarıdır. 16. yüzyıl ile 17. yüzyıl tarihleri arasında bu yapıların duvarlarında kullanılan resimler Bizans sanatı sonrasındaki gelişmeyi örneklendirmektedir. Bu manastırlar Yunan Ortodoks Kilisesi’ne bağlı olup bölgede bulunan her manastır kendilerine özel olan bazı haklara sahiplerdi. Meteoradaki bu manastırların özel mülkiyet hakkı olmasına karşın yine de manastır topluluklarının mali durumu kilisenin denetimi altındaydı. Meteora’da ilk zamanlarda sadece rahiplerin yaşadığı bir alan olmuştur. Bu dönemlerde rahip toplulukları dışında herhangi bir rahibe topluluğu yoktu ilk rahibe topluluğunun bölgede ortaya çıktığı tarih 1925’li yıllardan sonrasına dayanmaktadır. Rahibelerin bu bölgede yer alması, Meteora’da 1925’te ortaya çıkan bir yangın sırasında manastırlardaki keşişlerin Kastraki köyü sakinlerinden yardım istemesinden sonra başlamıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda Meteora’daki manastır yaşamında bir düşüş gözlenmiştir ve bu durum 20. yüzyılın ilk yarısına kadar devam etmiş nihayetinde bölgede keşişlik hayatı dibe vurmuştur. 1930’lu yıllarda Meteora’da garip bir olay yaşanmıştır. Bu tarihlerde rahiplerin Kastraki köyünün kızlarını taciz ettikleri iddiasıyla halk tarafından Meteora manastırlarından biri yakılmıştır. Bu olayın yaşandığı tarihler arasında daha önce de değindiğimiz üzere Meteora’daki hayat dibe vurmuştu. Bu olayın yaşanmasından birkaç yıl sonra ikinci dünya savaşının çıkmasıyla ve Yunanistan iç savaşının başlamasıyla birlikte buradaki rahip ve rahibeler oluşan baskılar sonucunda çoğu bu bölgeyi terk etmiştir. Fakat tümüyle boşalmamış Büyük Meteora Manastırı ve Varlaam Manastırlarında bazı keşişler olumsuz tüm şartlara rağmen burada yaşamlarına devam etmiştir. Meteora tepeleri ve manastırları bölge toplumu için gerek dini ve gerekse kültürel anlamda farklı değerler kazandırmıştır. Keşişler daha önceleri inzivaya çekilmek için mağaraları tercih ediyorlardı ve bu bölgede inzivaya çekilen keşişler zaman içinde burada bulunan Doupiani bölgesinde toplanıp bir topluluk kurmalarıyla birlikte bazı dini ritüelleri gerçekleştirmeye başladılar ve her pazar ve yılın dini bayramlarında toplanıp ibadetlerini kollektif bir biçimde yerine getirirlerdi. Buradaki manastırlarda yaşayan keşişler yaptıkları ahşap oyma sanatı, el yazmaları, nakış ve kaligrafi çalışmalarıyla manastırlardaki resim sanatına katkıda bulunmakla birlikte bu manastırların hızlı bir şekilde ünlenmesini sağlamıştır. Keşişlerin uğraştıkları bu sanatlar sayesinde kültürel ve dini değerleri bir belge niteliği taşımaktadır. Burada yapılan el sanatları günümüzde yine meteora manastırlarında bulunan bazı müzelerde sergilenmektedir. Manastır halkının ortaya koydukları birçok eser ikinci dünya savaşı ve Yunanistan iç savaşı sırasında yok olmuştur. Meteora’daki yaşayan halkın kültürel değerleri yaşadıkları bölgenin sahip olduğu özelliklere göre şekillenmiştir. İlk başlarda Meteora’da daha baskın olan bir pagan kültüründen söz etmek mümkündür ancak daha sonraları bölgede sayıları artan keşişlerle birlikte tümüyle kaybolmasa da pagan kültüründen uzaklaşmış ve daha tutarlı bir manastır kültürü oluşturulmuştur. Günümüzde bayramlarda yapılan etkinlikler geçmişten izler taşımaktadır. YUNANİSTAN-METEORA Kalabaka şehrinin bir kasabası olan ve yerden 300 ile 550 metre yüksekliğindeki kayaların üzerine yapılmış manastırlarından oluşan Meteora, UNESCO tarafından dünya mirası listesinde bulunmakta. Eğer Yunanistan seyahati yaptıysanız ya da düşünüyorsanız bu muhteşem bölgeye kesinlikle gelmelisiniz. 9. yüzyıl başlarında tanrıya daha yakın olmak isteyen rahipler önceleri kayalıkların içerisinde bulunan mağaralarda yaşamaya başlıyor ve sonralarında ise yerleşik yaşama geçmek istemeleriyle beraber kayalıkların tepelerine manastırları inşa ediyorlar. Özellikle tarihsel süreç içerisinde Türk Akıncılarından kurtulmak, saldırılardan zarar görmemek adına da bu yaşantıyı burada sürdürüyorlar.



Hit: 1757 Kayıt Tarihi: 13.03.2017