18 MART ÇANAKKALE SAVAŞINDAN
MAYIN GEMİLERİ Bouvet'nin battığı yerde ve çevresinde çok sıkı arama yapıyorlardı. 3 mayın
bulup patlattılar.
Başka mayın olsa bulunurdu. Birleşik Donanma komutanları böyle düşünmüş olmalıydılar. Çünkü
savaş alanını yine bütünüyle güvenli saydılar ve yayıldılar.
Oysa geride barut ve Türkün hıncıyla dolu 14 mayın daha vardı.
Yeni öne geçen 8 İngiliz zırhlısı büyük bir heves ve şiddetle savaşa asıldı. Gerideki İngiliz zırhlıları
da, savaşı terk eden Inflexible'in dışında, ateşe katıldılar. Savaş alanına tabya ve iki yakadaki
bataryalara ateş yağdıran 11 yüzen kale yayılmıştı.
Savaşın üçüncü ve son aşaması başlamıştı. Gün batmadan iki yandan biri pes edecekti.
İngilizlerin ataklığına karşı Türkler bu sırada yine yavaşla-mifltrdl. Donanma komutanları bu
durgunluğa bakarak savaşı ı ı .ınınak üzere oldukları düşüncesine kapıldılar, anılıyorlardı.
tabyalar topları kapatan toprakları temizlemek, kızan namluları dinlendirmek için yine mola
vermişlerdi. Çok geçmedi, saat ı 1,00'te yeniden canlandılar. Yüzen kalelere mermi yağdırmaya
başladılar.
Ateş kavgası gittikçe hızlandı ve çok sertleşti. Savaş sisi gittikçe yoğunlaştı, gürültü gittikçe arttı. İki
yan da bir insanın da-| anabileceği en çetin zorluklara katlanmakta, silahlarının hakkını 11|
inekteydi.
Zafer sarkacı iki yan arasında gidip geliyordu.
Bu duyarlı aşamada tabyalar Irresistible'ı yakaladılar. Bırakmadılar. Zırhlı çok yakınına düşen
tehlikeli mermilerden kurtulmak amacıyla Türk topları için kör nokta olduğunu bildiği Karanlık
I.imana çekilme manevraları yapmaya başladı. Kaptanın bilgili bil denizci olduğu anlaşılıyordu. Ama
bu suların tekin olmadığını bilmiyordu.
Saat 16.00'da büyük bir patlama oldu.
Irresistible da Nusrat'ın döktüğü mayınlardan birine çarpmıştı.
Zırhlının altı parçalandı. Makine dairesine su doldu. Gemi felç oldu. Cesur bir destroyer zırhlıya
yanaşarak mürettebatını I m tardı, kaptanıyla birlikte bir başka zırhlıya taşıdı.48a
Irresistible başıboş kaldı.
Bir İngiliz zırhlısı Çanakkale Boğazında akıntıya kapılarak sarhoş gibi oraya buraya sürükleniyordu.
Bu trajik görünüm Amiral de Robeck'i çok sarstı. Amiral (,'arden'i hasta eden korkular onun içinde de
uyandı. Bu korkuları ancak kesin ve çabuk bir zafer bastırabilirdi. Öndeki zırhlılara ar-darda daha
yakın, daha yoğun, daha sert hücum etmeleri emrini verdi.
Artık Boğaz'ı yarıp geçmeliydiler! Çok olmuştu bu Türkler!
Birleşik Donanma bütün toplarını konuşturarak son gücüyle hücuma geçti. Kıyamet herhalde böyle
bir şey olmalıydı.Boğaz, toprağı, havası ve denizi ile cayır cayır yanıyordu.
Ocean adlı zırhlı bir yandan tabya ve bataryalara ateş kusmakta, bir yandan da onların ateşlerinden
korunmak için Erenköy körfezinde dans etmekteydi. Denizcilikten anlayanların övgüyle izleyeceği
bir ustalık gösterisiydi bu.
Gösteri uzun sürmedi.
Ocean da Nusrat'ın mayınlarından birine dokundu. Dans sona erdi.
Dehşetli bir patlayış sesi savaş alanını allak bullak etti. Zırhlı ağır yaralanmıştı. Kurtarmak
imkansızdı.
Ocean da boşaltıldı. Denizciler disiplin içinde güvertede toplanıp gelen gemilere, torpidobotlara
geçtiler.
Bu zırhlı da başıboş bırakıldı.
Bouvet batmıştı. Irresistible ile Ocean bir süre sonra batacaklardı. 5 zırhlı da yaraları nedeniyle savaş
alanından ayrılmak zorunda kalmıştı. Donanma yarıya yakın kuvvetini kaybetmişti.
Bu sonuç katlanılabilir kayıp oranının çok üstündeydi. Ayrıca kaybedilmiş küçük savaş gemileri de
vardı. Amiral de Robeck geri çekilme emri verdi..
Turgut_Ozakman_-_Dirilis_Canakkale_1915