Milli şairimiz, İstiklal Marşı'mızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'u vefatının 84. yılında saygı ve rahmetle anıyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde İstiklâl Marşının Kabulü
Millî marş konusu TBMM’nin gündemine 26 Şubat 1921 tarihinde geldi- ğinde görüşmelerden sonra Mehmed Âkif’in de şiirine itirazlar olmuştur. Otu- rum başkanı tartışmaların yoğunlaşması üzerine ortaya çıkan görüşlerin daha sakin bir kafa ile değerlendirip tartışılması için zaman kazanmak istemiştir. Bunun için Mehmed Âkif’e ait metnin basılıp milletvekillerine dağıtılmasını isteyenler, istemeyenler şeklinde oylama yapmıştır. Yapılan oylamada basılıp dağıtılması fikri benimsenmiştir.
Bu ilk görüşmeden üç gün sonra 1 Mart 1921’de konu yeniden meclise gelmiştir. O günün oturumunda İstiklâl Marşı çeşitli yönleri ile tartışılmıştır. O günkü oturumun başkanlığını da yapan Mustafa Kemal Paşa önemli bir ko- nuşma yapmış, ardından Hasan Basri Bey’in, Hamdullah Suphi Bey’in İstiklâl Marşı’nı kürsüden okumasına dair teklifini oylatmıştır. Teklifin kabul edilmesi üzerine Başkan, Hamdullah Suphi Bey’i kürsüye davet etmiştir.
Hamdullah Suphi Bey kürsüye çıkıp “...Vekâlet, yapmış olduğu tetkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için, ben şahsen Meh- med Âkif Beyefendi’ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki, bu şiirler için bir ikramiye vaat edilmiştir. Hâlbuki bunu kendi isimlerine takrib etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Lâzım ge- len tedabiri alırız ve icap eden ilanı yaparız, dedim. Bu şartla büyük dinî şairimiz bize fevkalade bir şiir gönderdiler. Öteki altı şiirle beraber nazar-ı tetkikinize arz edeceğiz. İntihab size aittir. Arkadaşlar reyimi ihsas ediyorum. Beğenmek takdir et- mek hususunda hâiz-i hürriyetim. İntihabımı yapmışım. Beğenmek değer ver- mek konusunda serbestim. Fakat sizin intihabınız benim intihabımı nakzede- bilir. Arkadaşlar bu size aittir efendim.” demiş ve Âkif’in şiirini okumuştur.
İstiklâl Marşı’nın kabulü sırasında mecliste müzakereleri aşağıdaki şekliyle cereyan etmiştir:
“REİS - Bu takrirlerin hepsi Mehmed Âkif Bey’in şiirinin kabulünü muta- zammındır. (Re’ye sesleri). Müsaade buyurunuz, rica ederim müsaade buyu- runuz efendiler.
TUNALI HİLMİ B. (Bolu) - Reis Bey müsaade buyurursanız Mehmed Âkif Bey’in Marşı’nın re’ye vaz’ından evvel bendeniz ufacık bir şey rica edeceğim. Tebdil edilmesi ihtimali vardı.
REİS- Müzakere bitmiştir efendim rica ederim.
SALİH Ef. (Erzurum) - Bendeniz bir şey arz edeceğim.
REİS - Müzakere bitmiştir. Maârif Vekâleti’nin teklifi vardır. Her marşı ayrı ayrı reye koyunuz diye teklif etmişlerdi. Her marşın ayrı ayrı reye vaz’ını ka- bul buyuranlar lütfen el kaldırsın. Kabul edilmedi. O halde bu takrirleri reye koyacağız. Basri Bey’in takririni reye koyuyorum (Basri Bey’in takriri tekrar okundu).
REİS- Basri Bey’in takririni kabul buyuranlar ellerini kaldırsın. Kabul edildi efendim (Gürültüler ve ret sadaları).
REFİK ŞEVKET B. (Saruhan) - Reis Bey! Mehmed Âkif Bey’in şiirinin aleyhinde bulunanlar da ellerini kaldırsın ki ona göre muhaliflerin miktarı anlaşılsın. (Muvafıktır, anlaşılsın sadaları).
REİS - Bu takriri kabul edenler, yani Mehmed Âkif Beyefendi tarafından yazılan marşın İstiklâl Marşı olmak üzere tanınmasını kabul edenler lütfen el kaldırsın. Ekseriyet-i azîme ile kabul edildi.
MÜFİT Ef. (Kırşehir) - Reis Bey yalnız bir şey arz edeceğim. Hamdullah Suphi Bey’in bu marşı bu kürsüden bir daha okumasını rica ediyorum. (Gürültüler).
REFİK B. (Konya) - Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşı’nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.
REİS - Müsaade buyurursunuz efendim. Heyet-i muhtereme bu marşı kabul ettiğinden tabiî resmî bir İstiklâl Marşı olarak tanınmıştır. Binaenaleyh ayak- ta dinlememiz icap eder. Buyurunuz efendiler.”
Marşın resmen kabul edilmesi ise TBMM’nin 12 Mart 1921’deki ikinci oturumunda ele alınmıştır. Bazı mebusların marşla ilgili görüşlerini açıklama- larından sonra yapılan oylamada Mehmed Âkif’in şiiri “ekseriyet-i azîme ile” İstiklâl Marşı olarak kabul edilmiştir.