TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TARİHİNE GEÇECEK DEVLET ADAMI HAKAN FİDAN (2)
Fidan MİT’te başladıktan kısa bir süre sonra Kurumu, akademik çalışmaları sırasında da öne çıkardığı gibi ‘iç istihbarat’, ‘dış istihbarat’ ve ‘elektronik-teknolojik istihbarat’ ayaklarına dayanan bir yapıya dönüştürme süreci başlattı. Dışişleri’nden ve elektronik istihbarat uzmanlarının yoğunlaştığı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan transferler yaptı. Genelkurmay’ın elektronik istihbarat donanımı MİT’e devredildi. Bu konuda eğitimli ve dil bilen yüzlerce Astsubay sivil personel yapılarak MİT’in bünyesine geçirildi.
En büyük başarısı, yıllardır MİT-Emniyet-Genelkurmay-Jandarma arasındaki istihbarat kavgasını noktalamasıydı. "Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu" oluşturuldu, hem de MİT bünyesinde. Gölbaşı’ndaki GES Komutanlığı da tüm elektronik donanımıyla birlikte MİT’e devredildi. Burayı "Elektronik İstihbarat Köyü" ne dönüştürme hazırlıklarına girişti. Gazetecilere MİT’in kapılarını açıp basın toplantısı düzenlerken, devletin tüm istihbaratının tartışmasız tek patronu konumuna erişmenin rahatlığı içindeydi.
Fidan’ın ısrarı ve Başbakan’ın oluru ile devletin bütün istihbarat kurumları MİT bünyesinde bir koordinasyon kurulu oluşturdu. MİT Fidan geldikten sonra İran’la ilgili kurumsal tutumunu değiştirmedi. Kurumun Irak’ın kuzeyindeki faaliyetleri arttı. Bu dönemde MİT iç operasyonlardan çok, Afganistan, Libya, Suriye gibi ülkelerdeki dış operasyonlara yoğunluk verdi.
Fidan, 2001-2010 yılları arasında hükümetle yakın çalışmasına karşın, iç siyasetle çok haşir neşir olmadı. İç siyasetten uzak kaldı. İran’la yatıp, Filistin’le kalktı. Bir teknisyen olarak bunun yararını da gördü ve 27 Mayıs 2010 günü MİT Müsteşarlığı koltuğuna oturduktan sonra siyasetle uğraşmayıp, aklındaki MİT’i kurmaya çalıştı.
Uludere olayının ardından da MİT’in TSK’yı trajik bir hataya sürükleyen istihbaratın kaynağı olduğu bilgilerinin ısrarla yayılması esnasında ilk defa üzüldü. Uludere’de 34 kişinin ölümüne neden olan bombalamanın MİT’in verdiği istihbarattan kaynaklandığı iddiasını da reddetti Fidan. "Kaçakçı kılığında sızma olacağına ilişkin bir rapor vermedik" dedi.
Yaptığı yeniliklerden biri "Açık Kaynaklar Dairesi" kurmak oldu. İç istihbarattan çok, dış istihbarata ağırlık verdi; MİT’i operasyonel bir kuruluş haline getirmeye çalıştı.
Türkiye'nin yakın tarihindeki en büyük krizlerden biri 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi oldu. Bu süreçte de Hakan Fidan başkanlığındaki MİT’in yaptıkları ve yapmadıkları çok tartışıldı. Geliştirilen kapasitesi ve istihbarat toplama yeteneğine karşın TSK içindeki bir grubun darbe girişiminde bulunacağının önceden öğrenilememiş olması hala eleştirilen konulardan biri.
Hakan Fidan, darbe girişimini araştırmak üzere TBMM’de kurulan komisyona gitmemiş, bu da muhalefette kendisine karşı eleştirilerin dozunun artmasına neden olmuştu.
Aslında Hakan Fidan’ı MİT’ten alıp aktif siyasete sokma girişimi ilk olarak 2015 yılında dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından gerçekleştirilmişti. Erdoğan, konuyla ilgili basına yaptığı açıklamalarda Fidan’a kırgınlığını gizlememiş ve “MİT sıradan bir kurum değildir. Devletin en önemli kurumudur. Devletin Milli İstihbarat Teşkilatı zayıfsa, o devletin ayakta kalması mümkün değildir. Şimdi biz onu böyle bir göreve getirdik. Getiren de benim. Madem öyle, ayrılırken de, eğer müsaade edilmiyorsa orada kalması ve ayrılmaması gerekirdi. Dolayısıyla tabii ki kırgınım” ifadelerini kullanmıştı.
MİT Başkanlığı döneminde, saha çalışmalarında dışarıda başarılı operasyon kabiliyeti geliştirilmesi, Türkiye Devleti'nin yeni çalışma kabiliyetinin yeni yüzyılda sistem haline getireceğinden haber vermektedir.
2023 yılında MİT ve TSK'nın operasyonların da, terör örgütü PKK'nın sözde sorumluları hedef alındı. Son bir yılda, çoğunluğu SİHA destekli 181 operasyonla 201 terörist etkisiz hale getirildi, bunların bir kısmı terörden aranlar da Kırmızı, Mavi ,Yeşil ve Gri kategori de aranan üst düzey teröristler biri saf dışı yapıldı. Öylesine büyük başarılı bir operasyonlar geliştirildi ki en üst düzeyde terör örgütü militanlarını adım adım izleyen saha ajanlarının olması ve bunların elektronik, sinyal ve insan istihbaratlarının bilgileri sayesinde PKK Terör örgütü militanlarında panik ve iç soruşturma ve infazlar yapılmasına sebep olmaktadır.
4 Haziran 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında kurulan 67. Türkiye Hükûmeti’ne ait yeni kabinede yer alarak yeni Dışişleri Bakanı oldu. 9 Ağustos 2023 tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tevcihi ile MGK toplantısı sonrasında MİT’teki 13 yıllık kariyerinden ötürü Fidan'a Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet Madalyası verildi.
Madalyayı alan Fidan, "Ben bu madalyayı, benimle beraber görev yaparken Libya'da, Karabağ'da, Suriye'de, Irak'ta sizin emirlerinizi hayata geçirmek için şehit olan arkadaşlarım adına alıyorum." dedi.
Fidan, İ.inönü’nün ardından 101 yıl sonra Dışişleri Bakanlığı koltuğuna geçen ikinci asker kökenli kişi oldu.
Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığına geldi geleli, akıllarda kalan birçok söylemi, yeni dönemin reform dönemi olduğuna işaret etmektedir.
Mesela, İsrail katliamına bu güne kadar tanımlanan kavramların değiştirileceğine dair bize işaret verdi. Hem İsrail'in yerleşimci tanımına karşı söylem ile aslında bundan sonraki süreçte kavramların değişimine şahitlik edeceğiz mesajını da vermiş oldu.
"Bu yerleşimcilik değil, hırsızlıktır..." diyen Hakan Fidan, sadece kavramlar üzerinden değil, çalışma metodoloji olarak da reformların kapıda olduğuna işaret etmiş oldu. İsarilin katliamlarının başlamasından bu güne kadar Tüm Dünya ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla görüşen , başkentlere giden aktif bir diplomatik ataklar geliştirdi. Türkiyenin garantör olmasıyla sorunun çözüleceğini ilk ortaya atan bir Dışişleri bakanıdır.
Dışişleri bakanı olan Hakan Fidan gelecekte yaptığı hizmetlerle tarihe geçecek, saygıyla anılacak ve Gelecekte Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığına kadar yükselecek çok değerli bir devlet adamı olarak tarihe not düşecektir. BAHRİ KILINÇEL