Türk Deniz Kuvvetleri’nin en son baskına 11 Şubat 2011’de Beşiktaş Adliyesi’nde uğradı. Özellikle Amerika’da konuşlu, dini motifli küresel bir çete tarafından TSK ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetine tuzak kuruldu. Türk ordusuna yapılan operasyon deniz kuvvetleri üzerinde denendi. 500 kişilik yönetim kademesinin 400’ü Beşiktaş Adliyesi’nde tutuklandı. 1974 Kıbrıs çıkartması ve Amerikan ambargosundan sonra Türkiye, deniz donanmasına ağırlık vermiştir. AK Parti iktidarıyla birlikte ilk milli gemi projesi MİLGEN 2003’te başlamış. 27 Eylül 2011’de Heybeliada savaş gemisi denize indirildi. Bir savaş gemisi 500 milyon dolara mal oluyor. Komodor 20 yılda, general 25 yılda yetişiyor. Donanmamızın gücü küresel güçleri çok rahatsız etti. Dini motifli yerli işbirlikçiler 2008 yılında TSK’yi ve donanmayı yıpratmaya başladılar Bu küresel işbirlikçi çete, donanmanın gelecekteki 30 yıllık A takımını tutukladılar. O dönemde Akdeniz’deki tatbikata gönderilecek deniz komutanı bulunamadı. Bu küresel çete o dönemde iktidarı da etkilediler. İktidar devletin polisinin getirdiği belgelere inanmak zorunda kaldı. Aynı durumda biz de olsak inanırdık.
Bahri KILINÇEL, terör ve casusluk örgütü olan küresel çete devletin işleyişini sarsarak, bütün kurumlarına sızmış ve bütün devletin her kurumunu dinlemiş, arşivlemiş, en gizli operasyonların ses kayıtlarını yapmıştır. Devletin gizli belgelerini ele geçirerek onları satmış, yayınlamıştır. Aynı zamanda iktidara karşı kafa tutmuştur. Özellikle Bilgi ve Sabancı üniversitelerinde yuvalanan akademik kadro tarafından korunmuştur.
Halkın Yayınevi 3 milyon 600 bin lira kredi kullandırılarak Taraf gazetesi çıkartıldı. Taraf gazetesini yazarları olan Emre Uslu, Ahmet Altan ve Oral Çalışlar paralelin hizmetinde görev yapmıştır. Polis olan Emre Uslu yüksek lisans yapmak için gittiği ABD’den çağrılmasına rağmen rapor alarak 6 yıl boyunca gelmedi. 2006 yılında Savcı Nuh Mete Yüksel ilk defa bu çeteyi terör örgütü olarak ifade ederken bunların yargılanması gerektiğini belirtmiştir. Emniyet tarafından gönderilen raporlarla yanıltılmıştır. Devlete karşı gelenlerin arkasında Amerika ve İsrail vardır.
Bu güçlü yapıyla top yekûn mücadele şarttır. Amerika’ya ve İsrail’e bağlı olan paralel yapıyla başta iktidar olmak üzere, bütün resmi kurumlar, belediyeler, STK’ler olmak üzere herkesin mücadele etmesi gerekiyor. CHP ve MHP hâlâ Paralel Yapı’nın tehlikeli olduğunun farkına varamamıştır. Yeri geldiğinde paralel yapının elemanlarının mahkemelerde avukatlığını yapmakta, aynı zamanda paralel yapının argümanlarına destek vermektedirler.. Bu yapıyla mücadele Ak Parti’nin kavgası asla değildir. Savcı Öz, Albay Levent Göktaş’a tutuklanmaması karşılığında Eğirdir Komando Okulu’ndaki eğitim bilgilerinin verilmesi karşılığında serbest bırakılacağını söylemiştir. Bu okula alınacak olanların yedi ceddi araştırılır. İsrail buraya öğrenci göndermek istemiş, ama istek reddedilmiştir. Adana’da MİT tırlarının durdurulmasında asıl hedef MİT Başkanı Hakan Fidan’dır. Haince yapılan bu olayın arkasında paralel yapı ile yabancı istihbarat örgütleri bulunmaktadır.
Latif Erdoğan, Fethullah Gülen’in yanında bulunmuş sonradan ayrılan bir kişidir. Yazdığı “Küçük Dünyam” kitabı üç defa değiştirilmiştir. Sabri Uzun’un “İn” ve Zübeyir Kındıra “Fethullah’ın Copları “kitapları paralelin iç yüzünü anlatıyor. ,
Bir dönem Konya’da emniyet müdürlüğü yapan Salih Tuzcu paralel örgüt tarafından özel olarak yetiştirilmiş bir adamdır. Selçuk Üniversitesi arazisi, Mevlâna Üniversitesi’ne usulsüz olarak verilerek kaçak yurt yapılmıştır, bunun sorgulanması gerekir. Okyanus Şirketine yönelik operasyonda Okyanus Gurubu’nun Malî Danışmanı SSK Eski İl Müdürü Arif Aytürk’ü şahit olarak gösterdi. Örgütün Arif Aytürk’ü Atatürkçü Düşünce Derneği Konya Şube Başkanı olduğu dönemde ateşli silahlara muhalefetten tutukladılar. CHP eski milletvekili Atilla Kart, kendisine karşı bunların avukatlığını yapmıştır. Salih Tuzcu döneminde polislerden adam başına 60 TL toplandığını Yeni Meram’daki köşesinde bunları anlatması için kendisine polisler tarafından ifade edilmişti. Emniyet içinde yuvalanan örgüt 17 Aralık’ta başlatılan operasyonda Şeb-i Arus töreninde Başbakanın yaptığı konuşmaları da paralelciler kendilerine verilen şifreli telefonlarla dinlemişlerdir.
Özet: Hasan ÖZÜCAN
<font face="\"Arial," verdana\"="">