TÜRKİYEYİ BEKLEYEN TEHLİKE ŞERİATA ÇAĞRI
İsmailağa cemaatinin ölen liderinin yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu, HAMAS'ın yaptığını Türkiye'de de yapma çağrısında bulundu. "Vakti iyi kullanırsak Türkiye'de devrimin olmaması için hiçbir sebep yok" dedi...
Bunu gerçekleştirmek için de Büyük doğucuların yeteceğini söylüyor. Bu olayın olması gerektiğini, vaktinin geldiğini ve şu anda vakti ve zamanı değerlendirebilirsek Türkiye’de bir devrimin olmamasın hiçbir sebep kalmaz diyerek Kışkırtıcı ajanlığa soyunan bu aklını peynirle yemiş vatandaş dindar kisvesi altında Türkiye’de halkı kin ve düşmanlığa sevketmektedir.
Dünyanın Türk düşmanı olan devletlerinin kışkırtıcı ajanları bu tür insanları, toplulukları, cemaatlerin içine sızmakta mahirdirler. Bunun örneği Feto terör örgütüdür. Halkımız, inançlı Müslüman kardeşlerimiz çok dikkatli olmak zorundadırlar. Geçmiş tarihlerde Maraş katliamları, çorum katliamları, Madımakta aydınların yakılmaları bu tür aklı eksik provaktörlerin sayesinde yabancı istihbarat servislerinin desteği ile olmuştur.
“Zafere az kaldı, Vallahi zafere az kaldı, tallahi zafere az kaldı “ diyen bu kışkırtıcı ajan kime güvenmekte, kimlerle bu güce ulaşmıştır. Hangi zaferden bahsetmektedir. Bunları araştırmak devletin görevidir.
Bu şahısların, malum vatandaşın bahsettiği Büyük doğucular derinliğine araştırılmalı, para, silah, diğer yabancı şahıslarla ilişkileri derinliğine araştırılmalıdır. Bu tür gurupların yurt dışı gezileri, kimlerle irtibat halinde oldukları araştırılmalıdır. Bu malum şahıs “ zafer yakındır”, “hamasın yaptığını yapalım” dediğine göre bu vatandaş ve bahsettiği gurubun silah depolarının olması gerekir. Bunların sorgulanması ve silahlarının ortaya çıkarılması gerekir.
AKP iktidarı yeniden bir hataya düşmemeli, dindar diye, alnı secdeye değiyor diye, cemaat diye, tarikat diye asla ayrıcılık yapmadan soruşturmalı, araştırmalı, çok başarılı bir milli istihbarat teşkilatımıza görev verilerek çok derinlemesine konu soruşturulmalıdır.
19-26 Aralık 1978 Maraş Alevi Katliamı katil ruhuyla hareket eden ve duyarsız insanlar tarafından Maraş'ta "hunharca" öldürülen 150 (belki de daha çok) insanlar katledildi. Katliamların arkasında ABD (CİA), bulunduğu iddia edilmiştir. 1. Aralık'ta Türk ve Sünni kökenli olan iki demokrat öğretmen Mustafa Yüzbaşıoğlu ve Hacı Çolak'ı katlettiler. Cinayet bir perşembe günü işlendi, çünkü bir gün sonra Maraş'ın tüm köylerinden insanlar cuma namazına şehre akın edecek ve kışkırtıcı ortam yaratılacak. Köylere Alevilerin Camileri yakıp yıktığına, katliam yapacaklarına dair "asılsız" haberler salınıyor.
Daha önce, özellikle Alevi ve Sünni vatandaşların yaşadığı şehirleri gezerek çeşitli araştırmalar yapan ABD Büyükelçiliği 1. Katibi Alexander Peck katliamdan bir hafta önce Maraş’a gelerek başta MHP olmak üzere çeşitli sağcı parti, dernek ve sendikaların yöneticileriyle bir toplantı yaptığı ortaya çıktı. Maraş’tan sonra aynı şahıs Çorum, Tokat ve Amasya’da da görüldü. Katliamlardan bir hafta önce ise CIA Ajanı Paul Henze'nin Maraş'ta görüşme yapması ile bu olayların planlanması ile parmağının olduğunu iddia ediliyor.
23 aralık günü Saldırgan grupların (Sağcı ve Sünniler) "Komünistler Moskova'ya" parolasıyla evlerin kapılarını duvarlarını kırıp, ellerinde silah, balta, kılıç, demirlerle insanlara kadın çocuk ve ihtiyar demeden adeta kudurmuş köpek gibi insanlara saldırıp "Allah için savaşa" sloganları atan Allahsızlar çocukları ağaçlara çivilediler, kurşunlara dizdiler...55 kez kafasını bıçaklayarak vahşice öldürdüler, kolları kafaları baltalarla kestiler, hamile kadınları bıçakladılar, bebekleri iki bacağından ayırdılar, gaz yağı dökerek işkence ettiler, ihtiyarları kazana koyup kaynattılar, diri diri yaktılar, ölü kadınlara tecavüz ettiler, doğradılar, hunharca katlettiler.
Çorum olaylarında vatandaşlarımız katledildi, Madımak’ yazarlar, müzisyenler yakıldı.
Geçmişte yaşanan olaylardan ders çıkarmalıyız. BAHRİ KILINÇEL